Aklın Korunması
Canın Korunması
Neslin Korunması
Malın Korunması
Dinin Korunması
Canın korunması İslam’a göre en temel haktır.
Can güvenliği için din, dil, ırk ayrımı olmaz.
Yaşama hakkı anne karnında başlar.
“Fakirlik korkusuyla çocuklarınızın canına
kıymayın. Biz onların da sizin de rızkınızı veririz. Onları
öldürmek gerçekten büyük bir günahtır.”
Bir insanı öldürmek tüm insanları öldürmek gibidir.
“ … Kim bir kimseyi öldürürse bütün insanları öldürmüş
gibi olur. Kim de bir can kurtarırsa bütün insanların
hayatını kurtarmış gibi olur…”
Neslin korunması, sağlıklı bir aile kurmakla mümkündür. Bu nedenle İslam dini, aile kurumunun temeli
olan nikâh üzerinde önemle durmuştur. “Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler
yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de O’nun (varlığının ve kudretinin)
delillerindendir…”
Aile, kişinin ilk eğitim aldığı sosyal kurumdur. Bu yönüyle aile bir okul gibidir. Çocuklar milli ve
manevi değerleri, sevgi, şefkat, merhamet, birlikte iş yapma gibi ahlaki değerleri aile ortamında edinirler.
Kişinin, mükellef olabilmesi için (dinin emirlerinden
sorumlu olama) akıl sağlığının yerinde olması gerekir.
Hz. Muhammed: “Ergenliğe kadar çocuklardan,
uyanıncaya dek uyuyandan, akli dengesi yerinde
olmayandan, sorumluluk kaldırılmıştır.”
İslam, akıl sağlığına zarar veren içki, uyuşturucu gibi
maddelerin kullanımını yasaklamıştır. “Ey İnananlar!
İçki, kumar, putlar ve fal okları şüphesiz şeytan işi
pisliklerdir, bunlardan kaçının ki saadete eresiniz.”
Hz. Muhammed: “İçki bütün kötülüklerin anasıdır.”
Malın korunması; mülkiyet, ekonomik haklar, üretmek,
sahip olmak, satmak ve tüketmek ile ilgili hakları kapsar.
İslam’a göre herkes kendi imkân ve ölçüsünde
mülk edinme hakkına sahiptir. Kazanç, haram ve gayri
meşru yoldan olmamalı. İslam, çalışmayı teşvik eder.
“İnsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır.”
Hz. Muhammed (s.a.v.) “Hiç kimse kendi el emeğiyle
kazandığından daha hayırlı bir lokma yememiştir…”
Din, sağlam ve doğru bilgi kaynaklarıyla anlaşılır olmalı.
İslam’ın temel kaynakları Kur’an-ı Kerim ve sünnetidir.
Din anlayışı, Kur’an ve sünnete dayanmalıdır.
Dinde dayanağı olmayan ve sonradan ortaya çıkan
yaklaşımlar bid’at olarak görülmüştür.
İslam’a sonradan giren, din gibi algılanan hususlara
hurafe denir. Dinin korunması için hurafelerden
uzak durulmalıdır. Din, tahriflerden uzak tutulmalıdır.
Tahrif, saptırma, çarpıtma, değiştirme, bozma demektir.
Malın Korunması